İnsanlar Neden Güvensizleşir?

İnsanların güven arayışı doğuştan gelir ve her şeyin yolunda gitmesini isterler. Ancak “her şeyin fazlası israftır” sözü bu durum için de geçerlidir. Örneğin, işten bir telefon aldığımızda hemen en kötüsünü düşünürüz. Ne oldu? Kendimize neden arıyorlar gibi sorular sormaya başlarız.

Peki bu ne kadar doğru? Peki yaşamak istemediğiniz duygulardan ne kadar kaçabilirsiniz? Bu duygulardan kaçınarak gelecekte daha da kötü hissedebilirsiniz. Çünkü beyninizi bu duruma alıştırıyorsunuz. Rastgele bir sorun yaşadığınızda beyin artık bu olaylarla baş edemeyecek ve kötü duygulardan kaçmak isteyecektir.

Kendi acınız ve duygularınız için başkalarını kullandığınızda kendinizi kötü hissedebilirsiniz. Bunun nedeni tamamen psikolojik bir sorundur. Endişelerinizin ve güvensizliklerinizin size ait olduğu da doğrudur. Ve bunları sağlıklı bir şekilde yönetmekten sadece siz sorumlusunuz. Yani başkalarını dahil etmek yardımcı olmayabilir.

Sürekli bir şüphe veya ikilem içindeyseniz, beyninize küçük bir mesaj gönderiyorsunuz demektir. Yani bunu orta sıralarda yaparsanız çok da önemli değil ama kendinizi sürekli ikilem içinde bırakmak ileride sizin için sorun yaratacaktır. Örneğin değerli bir karar vermeniz gerektiğinde beyniniz karar veremez ve ikilemde kalırsınız.

Diğer bir deyişle, ne kadar uğraşırsanız uğraşın, bir belirsizlik sorununuz varsa, sonucun her zaman yetersiz kaldığını göreceksiniz. Bunun nedeni, tam olarak ne istediğinizi bilmemeniz ve her şeyden şüphe duymanızdır. Kendinden emin olmak istiyorsan hayatın belirsizliğine karşı mücadele etmeli ve aldığın kararların arkasında durmalısın.

Gelecek endişelerinizi düşünüyor ve kafanızda en kötü senaryoları yazıyorsanız durmalısınız. Bunu hepimiz yapsak da bazı durumlarda gerekli olduğunu unutmamalıyız. Ancak bunu alışkanlık haline getirmek ve ileride yaşanacak korkunç olaylar için hep en kötüsünü düşünmek hem kendinize olan güveninizi azaltacak hem de sizi mızmız bir insan yapacaktır.

Örnek vermek gerekirse, işte yaptığınız bir hatayı sürekli düşünerek kendinizi yıpratacak sıkıntılar çıkabilir. Yoksa bu hatayı tekrar yapacak mıyım? Tekrar toplum içinde küçük düşürülüp aşağılanmayacağımı görmek için kendini yiyeceksin. Ancak, bu eksikliklerden ders almak değerlidir ve bir dahaki sefere daha dikkatli olabilir. Son olarak, geçmişte takılıp kalırsanız, kendinize olan inancınız ve kaygılarınız ortadan kalkmaz.

Güveninizi kıran şey korktuğunuz şey değil, o an hissettiğiniz duygulardır. Bu biraz karmaşık gelebilir, bu yüzden bir örnekle pekiştirelim. Örneğin 100 kişinin önünde yapacağınız bir sunumunuz var ve gergin olmanız çok normal. Ama korktuğun şey kimsenin umursamaması ya da cümleleri unutman değil. Gerçek olan kaygı ile gelen duygulardır. Örneğin beyninizde dönen sorular, kalp atışlarınızın hızlanması ve fazla endişelenmenizden kaynaklanır.